Dubrovnik , çok sevimli bir sayfiye şehri. Yaz aylarında gitmek en mantıklısı zaten sezon yaz başı başlayıp yaz sonu bitiyor. Biz Ekim sonu gittiğimiz halde şanslıydık ki havanın sıcak olduğu bir döneme denk geldik ve rahatça gezip denize girme fırsatımız oldu. Genelde oteller Lapad Bölgesinde yer alıyor. Biz 4* Neptun Hotel’de kaldık , konumu , odalarının büyüklüğü ve genel olarak temizliğiyle tavsiye edilebilecek bir otel olmakla birlikte , bazı memnuniyetsizlikler de yaşamadık değil , ama zaten günün büyük kısmını dışarda gezmekle geçirileceği için Lapad bölgesinde 3* bir otelde kalmak bence daha az maliyetli olacağı için daha mantıklı. Oteller genelde temiz ve Türkiye’deki kaliteye göre de biraz daha yüksek. Genelde oteller Lapad bölgesinde yer alıyor , otobüsle Old Town’a yaklaşık 10-15 dk sürüyor. Old Town’da yürürken kendimi Roma’da Fontana Di Trevi’nin arka sokaklarında yürüyormuşum gibi hissettim. Ortada mermer bir cadde ve onu kesen daracık , paralel sokaklar.. Sanki her sokağa girdiğinde farklı bir gizem farklı bir enstantaneyle karşılaşıyorsun.. Deniz ürünleriyle pek bir ünlü Hırvatistan, mutlaka bir yerlerde özellikle büyük bir tabakta gelen midyeden yemenizi tavsiye ederim. Çok fazla Türk turist aldığı için Dubrovnik’teki çoğu restaurantta Türkçe menüler bile var J Akdeniz kültürü hakim olduğu için güzel pizzacılar ve spaghetti yemek de mümkün … Liman’da Poklisar , yine Old Town’da Penatur , Oliva tavsiye edebileceğim restaurantlar arasında. Özellikle Oliva’nın pizzaları oldukça lezzetli , İtalyan pizzası tadında.. Gece hayatı bizim gittiğimiz sezonda çok canlı olmamakla birlikte özellikle canlı müzik yapan birkaç tane jazz bar var tavsiye edebileceğim , Jazz cafe troubadour en iyisiydi , genç bir müzik bandı var , iyi müzik yapıyorlar açık havada dinlemek keyifli oluyor , bir de Old city’nin kapısından girdiğinizde büyük bir çeşme var , çeşmenin hemen yanında sokağa girdiğinizde yine canlı müzik yapan bir Jazz bar var , 2 yaşlı amca çalıyorlar orası da keyifli bir yer ama mekanın adını anımsayamıyorum. Yine ara sokaklarda Irish Pub sevenler için bir Irish Pub bulunmakta bir de Sky Bar var yine Irish pub tarzında… Bu arada gece clubu olarak Fuego ve Revelin de yine tavsiye edebileceğim mekanlar arasında…
Old City’de yapılması gerekenler ;
* Surlara çıkıp yürümek , manzaraları keşfetmek ve fotoğraf çekmek,
* Glass boat ile Lopud adası etrafında tekne turuna çıkmak ,
* Teleferikle tepeden Dubrovnik’e kuşbakışı bakmak ,
* Sokakların arasında kaybolup alışveriş yapmak ,
* Cafelerde oturup dondurma yemek ,
* Tarihteki ilk eczaneyi görmek ,
* Deniz ürünleri yemek ,
* Denize girmek ,
Dubrovnik’te mutlaka denize girmelisiniz , bir akvaryumun içinde yüzdüğünüzü hissediyorsunuz , deniz inanılmaz temiz , Hırvatlar denize bir sigara izmariti bile atmıyorlarmış , limandan bile denize girmek mümkün , Adriyatik denizine hayran kalmamak elde değil…
Tabi Dubrovnik’e gitmişken gidilmesi görülmesi gereken başka ülkeler de var ;
Örnekse ; Bosna Hersek ‘te Mostar şehrine gidilmeli , hala binaların üzerinde savaşın izlerine rastlanıyor. Osmanlı’dan kalma Mostar köprüsü ve camiler oldukça ilgi çekici , özellikle Mostar köprüsünün yıkılması mağaraya gizlenen birisi tarafından canlı olarak görüntülenmiş ve bu video oraya gelen turistlere gösteriliyor ve görüntüler gerçekten tüyler ürpertiyor. Tarihe meraklı olanların
özellikle gidip görmesini tavsiye ederim. Çarşısında bir sürü traditional eşyalar bulmak mümkün , bakırcılar , hediyelik eşyacılar , şirin dükkanlar var, nehrin kenarındaki küçük cafelerde çay , kahve içmek de keyifli oluyor. Her yerde Tito’nun resimleri var , halk Tito’yu çok seviyormuş ; Tito’nun ölümünden sonra Miloseviç’in başkan olmasıyla birlikte çıkan savaş özellikle bu bölgeyi ve Müslümanları hedef alıyor ve binlerce insanın ölümünden sonra 1 gün içinde barış geliyor bölgeye ve Yugoslavya 8 ülkeye bölünüyor , Türkler’i çok seviyorlar , hatta Türk parası geçiyor çoğu yerde…
Bir diğer görülmesi gereken ülke ise Montenegro yani Karadağ , az önce de bahsettiğim gibi Yugoslavya içinde bölünen ülkelerden biri ;ama konumu itibariyle oldukça şanslı bir ülke… Sadece Turizm gelirleri bile geçinmelerine yetiyor , konumu itibariyle ülkenin bir tarafı dağa bir tarafı denize dayanıyor. Çok şirin bir deniz ülkesi , Sveti Stefan özellikle jet sosyetenin son yıllarda gözdesi konumunda. Ada’nın ön kısmı dışardan baktığınızda görüntülenemiyor bu sebeple de özellikle paparazzilerden kaçmak isteyen ünlü yıldızların gözdesi haline geliyor. Karadağ’da Kotor kenti Dubrovnik’in bir küçük versiyonu gibi , çarşının içinde cafeler , publar ve şirin dükkanlar var. Sahildeki balıkçılar da çok güzel , balık yemeden dönmeyin derim ben… Gün batmadan otobüsümüz Kotor Körfez’inden dolaşıp geçti , karşılaştığımız manzaralar paha biçilemezdi…
Cavtat
(Hırka:Burberry , Çanta:Louis Vitton, Kısa botlar:Twist)
Kuşbakışı Dubrovnik...
Surların üstünden enstantaneler...
Surların içinde yaşam...
Sokak sanatçıları :)
Akdeniz kültürü hakim olduğu için özellikle deniz ürünleri ve pizzalar muhteşem :)
İşte Bosna’ya doğru gidiyoruz...
Bosna’da şelalenin yanında Boşnak kebabı ziyafeti :)
Meşhur Mostar köprüsü...
Mostar şehrinde çarşılar , bakırcılar , çok çeşitli hediyelik eşya bulmak mümkün...
(Tunik: Mango, Beyaz pantolon: Batik , spor ayakkabılar:Guess)
Evlenen çiftler mutlaka Mostar köprüsünün üstünden geçiyorlar , bu Bosna’lıların bir geleneği :)
Dediğim gibi Türk’leri çok seviyorlar, paramız çoğu yerde geçiyor.
Dubrovnik Old City’de ana mermer caddeyi kesen ara sokaklar :)
Bu da Karadağ sınırından bir kare...
(Sarı gömlek:Zara, gözlükler D&G)
Özellikle Jennifer Lopez’in ve ölmeden önce Michael Jackson’ın tercih ettiği Karadağ’ın ünlü Sveti Stefan adası... Paparazzilerin görüntü alamamasıyla adını tüm dünyaya duyuruyor...
Karadağ’dayız , sahil kenarında salaş balıkçılar var...
Burda da Kotor şehrinin kapısından giriyoruz :)
İşte burası da Karadağ’da Kotor şehri , Dubrovnik’in bir küçük versiyonu gibi düşünebilirsiniz...
Kotor'da bir kilise...
Şanslı bir ülke Karadağ , bir yanı Montenegro dağına , bir yanı denize dayanıyor...
Kotor körfezinden bir enstantane... Sol yanımdaki doğal ada, diğeri de yapay ada...
Kotor körfezi yapay ada...
Bu da doğal ada...
Durovnik limanda çok hoş bir restaurant ; Poklisar...
Dubrovnik’te Lopud adasının etrafında glass boat ile tur yaptık , yukarıda paylaştığım resimler ise objektifimize takılan görüntüler :)
Burası Oliva Restaurant , Old Town’da pizzalarıyla pek bir ünlü...
(Mavi gömlek: Nişantaşı By Sally)
(Çanta:Tory Burch, Mavi gömlek: Nişantaşı By Sally, Etek: Nişantaşı By Sally)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder